BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben Türkiye Bankalar Birliği 61. Genel Kurul Toplantısı'nın açılışında konuşma yaptı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı Mehmet Ali Akben 7 Mayıs 2018 Pazartesi günü gerçekleştirilen Türkiye Bankalar Birliği 61. Olağan Genel Kurul'unda konuşma yaptı.

Sabancı Center Hacı Ömer Sabancı Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen TBB 61. Genel Kurul Toplantısı’nın açılışında T.C. Başbakanı Binali Yıldırım, T. C. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben ve Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın konuşma yaptı.

Bankacılık sistemi imkan ve kabiliyetleri ile sorunları aşacak düzeyde

Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) 61. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda konuşma yapan Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye'nin ekonomik gücü, bankacılık sistemi, imkan ve kabiliyetleri, insan kaynak ve kapasitesinin bugün içinde olduğu sorunları aşacak düzeyde olduğunu dile getirdi. Başbakan Yıldırım, Türkiye bankacılık sektörünün aktifleri toplamının, Türkiye'nin milli gelirinin üzerine çıktığını belirterek, "Kredileri yüzde 20'lerden, yüzde 70 seviyelerine çıkmış. Ben bankalarımıza önce teşekkür ediyorum sonra birkaç talebim ve sitemim var. Teşekkürüm şu; 15 senelik büyüme başarısının arkasında siz varsınız. Ama sizin arkanızda da millet var. Millet paraları getirip yatırmasa, siz ne yapacaksınız? Kaynak millet, getiriyor parasını yatırıyor, siz de bunu Türkiye'nin büyümesine, kalkınmasına ayırıyorsunuz." diye konuştu.

15 Temmuz sonrası bankacılık sektörünün duruşu büyük beğeni kazandı

15 Temmuz sonrası bankacılık sektörünün duruşunun ve pazartesi her şeyi normale döndürmesinin, olağanüstü hal yokmuş gibi davranmasının millet ve hükümet nezdinde büyük beğeni kazandığını dile getiren Yıldırım, "Bu hem ülkeye hem de bankacılık sistemine olan güveni en iyi şekilde göstermiştir. Bunun için size teşekkür ediyoruz." ifadelerini kullandı. ABD seçimleriyle birlikte küresel anlamda gelişen piyasalarda bir dalgalanma olduğunu anlatan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:

"Döviz kuru, Türk parası bir dalgalanmaya maruz kaldı, çok hızlı şekilde hükümet olarak kararlar aldık, 2017 için bu kararları uygulamaya koyduk. Bununla beraber 2017 bir kriz yılı olarak beklenirken aksine Türkiye dünyada dikkati çeken, dünyayı bile şaşırtan, uzmanların, uzman kuruluşların görüşlerini alt üst eden bir büyüme yaşadı. Yüzde 7,4 ile Türkiye büyüdü. Buna büyük katkınız var. KGF sisteminin devreye girmesi ve 300 bin işletmecimize sizlerin marifetiyle 250 milyara kadar kredi genişlemesinin sağlanması... Bunun doğrudan tüketime değil, üretime gittiğini büyümede gördük. Büyümeye baktığımızda bu kredinin, alınan tedbirin ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha anlamış olduk."

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye Bankalar Birliği'nin 61. Genel Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuşmasında, Türkiye’nin dünyadan çok daha hızlı büyüdüğünü, ülkenin çok sayıda şoka ve olumsuz gelişmeye karşın son 15 yılda ortalama yüzde 5,7 büyüme kaydettiğini ifade ederek, küresel krizden bu yana Türkiye'nin 8,7 milyon kişiye istihdam sağladığını anımsattı. Şimşek, Türkiye'nin gerçekliğinin, algısından daha güçlü olduğunu ifade ederek, cari açığa bakılınca sanki bir kötüleşme var gibi görüldüğünü ancak petrol ve altın hariç bakıldığında göreceli bir iyileşme döneminde olunduğunu dile getirdi.

Altın hariç cari açıkta ciddi bir kötüleşme olmadığını vurgulayan Şimşek, "Dolayısıyla aşırı ısınma hikayesi, eğer cari açık üzerinden üretiliyorsa, burada gördüğünüz gibi cari açık yüzde 4,4 civarındadır. Turizmdeki güçlü toparlanma ile cari açık tekrar yüzde 4'ün altına inebilecektir. Türkiye aslında tasarruflarını da artırmıştır. Yatırım iştahımız büyük. Yaklaşık olarak milli gelirin yüzde 30'u kadar yatırım yapıyoruz, yüzde 24'ü kadar tasarruf yapıyoruz", ifadelerini kullandı.

Gelecek döneme bakılması gerektiğini, cari açık ile tüketici kredileri arasında yakın ilişki olduğunu belirten Şimşek, tüketici kredilerinde yükselişin durduğunu hatta aşağı yönlü bir seyir içerisinde olduğunu söyledi. Şimşek, "Cari açığın bunu takip ederek önümüzdeki dönem altın ve petrol hariç cari açıkta bir daralma öngörmek doğrudur. Nitekim ekonominin önümüzdeki dönemde bir miktar yavaşlaması dahi gündemde, bazı öncü göstergelerle. Ama ihracat piyasalarımız güçlü kalmaya devam ediyor. İhracat performansımız artmaya devam edecek. Artan petrol fiyatlarının doğrudan etkisi olumsuz ama komşularımızın geliri artacağı için oralara da gerek müteahhitlik sektörü gerek turizm sektörü gerekse ihracat sektöründen daha yüksek gelir potansiyelimiz var. Turizmde çok güçlü toparlanma var. Çok hızlı bir şekilde kriz öncesi döneme doğru dönüyoruz.

Cari açığın finansmanında gerçekten bazılarının iddia ettiği gibi bir sorun var mı? Yılın ilk birkaç ayına baktığımız zaman geçen yıla göre kısa vadeli krediler ve portföy girişlerinin net anlamda, cari açığın finansmanındaki payı düşüyor. Borç yaratmayan bileşenlere baktığınızda cari açığın finansmanının kalitesinde de göreceli bir iyileşme söz konusu. Birinci sınıf yatırım ortamını iyileştirecek reformlar yaptık. Nitekim yakın dönemde özellikle ithalatı azaltacak, ihracat potansiyelini artıracak yatırımlara çok güçlü teşvikler vereceğiz. Önümüzdeki 5-7 yılda bu yatırımlar devreye girdiğinde Türkiye'nin cari açığı 19 milyar dolar daha azalacak", diye konuştu.

BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben : Türk bankacılık sektörü son 16 yıllık dönemde 16 kat büyüdü

BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben, Türk finans sektörü içerisinde önemli bir ağırlığa sahip olan Türk bankacılık sektörü son 16 yıllık dönemde sadece niceliksel olarak değil, niteliksel olarak da önemli bir değişim ve dönüşüm geçirdiğini, sektörün 2002 yıl sonunda 213 milyar TL seviyesinde bulunan aktif büyüklüğü 2015 yılında ilk kez milli geliri aştığını ve bu dönemde yaklaşık 16 kat artarak 2018 yılı Mart ayı itibarıyla 3,4 trilyon TL’ye ulaştığına değinerek, küresel belirsizliklere ve olumsuz piyasa koşullarına rağmen son bir yıllık dönemde sektörün %17,8 oranında büyüme kaydettiğini belirtti. Mehmet Ali Akben genel kurul toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, finansal sistemin ekonomik gelişme üzerinde vazgeçilemez bir katkısı bulunduğunu bu nedenle tasarrufların, hanehalkları ile reel sektöre etkin bir biçimde ve olabilecek en uygun maliyetle aktarılmasının, ülkemiz açısından hayati bir önem taşıdığını dile getirdi. Uzun dönemde sürdürülebilir büyümenin ancak ve ancak güvenli, istikrarlı ve sağlam bir finansal sistemle mümkün olabileceğini aktaran Akben, bu kapsamda kurumumuz, stratejik öneme sahip olan bankacılık sektörünün yerel ve uluslararası düzeyde güven duyulan yapısını koruması ve daha da geliştirmesi için, azami gayret göstermektedir, dedi.

Mart 2018 itibarıyla sektörün sermaye yeterliliği oranı %16,6

BDDK’nın temel görev ve motivasyonunun, kredi sisteminin etkin çalışması, tasarruf sahiplerinin haklarının korunması ve finansal sistemin istikrarı olduğunu söyleyen BDDK Başkanı Akben, istikrarlı olarak büyüyen ve aynı zamanda risklerini en gelişmiş yaklaşımlarla yöneten bir bankacılık sektörünün, hem ülkemiz hem de bölgemiz için stratejik bir öncelik olduğunu ifade etti. BDDK Başkanı, bu çerçevede uluslararası düzenlemelere ve standartlara önem atfeden bir finansal otorite olarak görev yapmaya devam etmekteyiz diyerek sözlerini sürdürdü: "Düzenleyici ve denetleyici kapasitemizin kalitesi Basel Finansal İstikrar Kurulu, Basel Bankacılık Komitesi, Dünya Bankası, IMF ve Avrupa Birliğinin yaptığı çeşitli değerlendirmelerle de olumlu yönde teyit edilmiştir. Son iki yılda ülkemiz ve buna bağlı olarak finansal sistemimiz şiddetli streslere maruz kalmıştır. Menfur darbe girişimi, küresel ekonomik aktivitenin yavaş toparlanması, bölgesel jeopolitik sorunlar ve ani kur değişimleri gibi faktörler finansal sistemimiz açısından riskler barındırmıştır. Yaşanan tüm bu olumsuzluklara rağmen, Hükümetimiz ve diğer otoritelerle işbirliği içerisinde uyguladığımız mikro ve makro ihtiyati tedbirler sayesinde, bankacılık sektörü olumlu gelişim patikasını muhafaza etmeyi başarmıştır. Mart 2018 itibarıyla sektörün sermaye yeterliliği oranı %16,6 ile güçlü sermaye yapısına, %2,9 olan takibe dönüşüm oranı ise yüksek aktif kalitesine işaret etmektedir. Sürdürülebilir bir kârlılıkla beslenen söz konusu güçlü sermaye yapısı, sektörü şoklara karşı koruyabilecek niteliktedir." BDDK Başkanı, kamu borçlanma gereğinin azalmasıyla birlikte menkul değerler porföyünün sektörün toplam aktifleri içindeki payının, 2002 yılsonunda %40,5 olan seviyesinden Mart 2018 itibarıyla %12,1 düzeyine gerilediğini ifade ederek, aracılık fonksiyonunu daha etkin olarak yerine getiren sektörün kredileri anılan dönemde 2,2 trilyon TL’ye ulaştığını ve kredilerin aktif toplamı içindeki payının %23’ten %65,1 seviyesine yükseldiğini söyledi.

Sendikasyon Kredilerinde Yenilenme Oranı %110 Seviyesinde

Geleneksel olarak mevduat ağırlıklı kaynak yapısına sahip olan sektörün, Mart 2018 itibarıyla mevduat toplamı 1,8 trilyon TL düzeyinde diyen Akben, sektör kredi büyümesini fonlayabilmek için kaynak çeşitlendirmesine de yönelmiş durumda, düşük yurtiçi tasarruf eğiliminin de etkisi ile maliyet avantajı nedeniyle yurtdışı kaynaklar kullanılmış, ayrıca menkul kıymet ihraçları alternatif bir kaynak olmuştur, sektörümüz yurtdışı piyasalardan kaynak temin etmede ve bu fonları yenilemede herhangi bir sorun yaşamamakta olup sendikasyon kredilerinde yenilenme oranı %110 seviyesindedir, dedi.

Bankacılık sektörü, Türkiye ekonomisi için önemli bir istikrar çıpası rolü oynuyor

Mehmet Ali Akben, sıkı para politikası duruşu ile eşanlı seyreden yüksek kredi talebi sonucunda özellikle TL kaynaklara talebin arttığına dikkat çekerek, bu gelişmeyle mevduat faiz oranları yukarı yönlü seyrettiğini söyledi. Mevduat faizleri ve buna bağlı olarak kredi faizlerinin yükselmesi orta ve uzun vadede ne finansal tüketiciler ne de sektör için sağlıklı bir eğilimdir diyen Akben sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Sektörün üzerindeki kaynak sağlama yükünü hafifletmek adına sermaye piyasalarının geliştirilmesi, doğrudan yatırımların teşvik edilmesi önem arz etmektedir. Sektör, "sağlam ve güven veren" yapısıyla 1980’li ve 1990’lı yılların aksine Türkiye ekonomisi için önemli bir istikrar çıpası rolü oynamaktadır. Kredilerin takibe dönüşüm oranı, likidite göstergeleri, yabancı para pozisyonu ve kaldıraç oranı makul düzeylerde seyretmekte, sermaye yeterliliği rasyosu uluslararası standartların öngördüğü asgari düzeyin oldukça üzerinde bulunmaktadır. Mart 2018 itibarıyla 376 milyar TL’ye ulaşan ve kaliteli unsurlardan oluşan özkaynakların, Kurumumuz tarafından kar dağıtımı da dahil olmak üzere tedbirlerle güçlenmesini sağlamıştır." BDDK'nın Finansal İstikrar Komitesi üyesi diğer kurum ve kuruluşlarla yakın işbirliği ve koordinasyon içerisinde olduğunu, finans sektöründeki gelişmeleri yakından takip ettiğini ve konjonktürün gerektirdiği politikaları süratle uygulamaya koyduğunu dile getiren Akben, Türkiye ekonomisinin, 2016 yılında geçirdiği olağanüstü gelişmeler ve şoklara rağmen, aynı yılın son çeyreğinde toparlanmaya başladığını, teşvik ve tedbirlerin katkısıyla 2017 yılında %7,4 gibi oldukça yüksek bir büyüme oranına ulaştığını ifade etti.

Türk Bankacılık sektörü uluslararası arenada yerini daha da yukarı taşıyacak

Tüketici kredileri ve Türk Lirası cinsinden ticari kredilerdeki canlanmanın söz konusu büyümede büyük bir payı olduğunu aktaran Mehmet Ali Akben, 2018’de sektörün gücü ve ivmesinin, büyüme performansını devam ettirecek düzeyde olduğuna inanıyoruz, ülkemiz, sağlam temeller üzerine oturduğu küresel kriz ve artçı şoklarında kanıtlanmış, dinamik ve potansiyeli yüksek bir bankacılık sektörüne sahiptir, yüksek aktif kalitesi, güçlü özkaynak yapısı, nitelikli işgücü, yüksek teknolojik gelişmişlik düzeyi, kriz tecrübesi ve uluslararası düzenlemelere uyumu, bu potansiyel ve dinamizm ile birleştiğinde Türk bankacılık sektörünün, orta ve uzun vadede uluslararası arenada yerini daha da yukarılara taşıyacağı açıktır, dedi. BDDK Başkanı Akben, Türkiye Bankalar Birliği’nin 61. Olağan Genel Kurulu’nun hayırlara vesile olmasını temenni ederek konuşmasını sonlandırdı. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın ise İstanbul'da düzenlenen genel kurul toplantısında yaptığı konuşmada Türkiye'de sorunlu krediler oranının makul seviyelerde olduğunu belirtti. TBB Başkanı, ayrıca Türkiye bankalarının 78 milyar TL değerinde borcu yeniden yapılandırdığını dile getirdi ve borçların yeniden yapılandırılmasında yasal altyapıya ihtiyaç duyulduğunu söyledi.