BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben İİT Üst Düzey Kamu ve Özel Sektör Yatırım Konferansı’na katıldı

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI ÜST DÜZEY KAMU VE ÖZEL SEKTÖR YATIRIM KONFERANSI

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve İslam Kalkınma Bankası işbirliğiyle 8 Aralık 2019 Pazar günü gerçekleştirilen, İİT Üst Düzey Kamu ve Özel Sektör Yatırım Konferansı’nda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açılış konuşması yaptı.

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi’nin ev sahipliğinde İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen konferansa Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben katılım sağladı. Hükümet yetkililerinin yanı sıra, yatırım ve sanayiden sorumlu bakanlar, ticaret müsteşarları, yatırım destek ajanslarının üst düzey temsilcileri, İİT üye ülkelerdeki şirketlerin ve diğer çok uluslu şirketlerin CEO’ları, çok taraflı kalkınma bankalarının/fonlarının başkanları, uluslararası iş dünyasından liderleri konferans katılımcıları arasında yer aldı.

T. C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Üst Düzey Kamu ve Özel Sektör Yatırım Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “İslam ülkelerinin ekonomik büyümesi ve refah seviyelerinin artırılabilmesi için gerekli maddi ve tarihî şartlar son derece elverişlidir. Önemli olan İslam ülkeleri arasında etkin bir iş birliği mekanizması oluşturulması ve bunun kararlılıkla hayata geçirilmesidir” dedi.

Genel Sekreterlik ve İslam Kalkınma Bankası başta olmak üzere teşkilatın bu ilk Üst Düzey Kamu ve Özel Sektör Yatırım Konferansı'nın düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konferansa verdiği katkılar dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi'ni tebrik etti.

“TÜRK EKONOMİSİNİN MAKRO GÖSTERGELERİ, TEMELLERİ SON DERECE GÜÇLÜ VE SAĞLIKLI”

Türkiye'nin, 2002-2010 arasında ortalama yüzde 5,5 alanında büyüme kaydederek dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, bankacılık sektörünün gerek teknolojik altyapısı gerekse de şoklara karşı dayanıklılığıyla gücünü koruduğunu, sektörün yüzde 17 düzeyindeki sermaye yeterlilik oranının, yüzde 8 olan uluslararası standartların üstünde olduğunu bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G-20 üyesi Türkiye'nin satın alma gücü paritesine göre dünyanın 13'üncü, Avrupa'nın beşinci en büyük ekonomisi olduğunu belirterek, "Türk ekonomisinin makro göstergeleri ve temelleri son derece güçlü ve sağlıklıdır. 2002'den bu yana 220 milyar doğrudan yatırımın Türkiye'yi tercih etmesi bunun göstergelerinden biridir. Güçlü büyüme performansı, sağlam kamu maliyesi ve küresel krizlere karşı dirençli yapısıyla ülkemiz daha önce benzer şartlara sahip olduğu devletlerden pozitif yönde ayrışıyor" dedi.

“YENİ EKONOMİK PROGRAMIMIZLA SÜRDÜRÜLEBİLİR VE DENGELİ BİR BÜYÜME YOLUNDA KARARLILIKLA İLERLİYORUZ”

Küresel ticaret savaşlarının ve finansal piyasalardaki dalgalanmaların etkilerine en hazırlıklı ülkelerin başında Türkiye'nin geldiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni ekonomik programıyla orta ve uzun vadede sürdürülebilir ve dengeli bir büyümeyi sağlama yolunda kararlılıkla ilerlendiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeye doğrudan yatırımların artması için ne gerekiyorsa imkânlar dâhilinde maddi ve manevi bütün destekleri sağladıklarını ifade ederek, Cumhurbaşkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Yatırım Ofisi'nin girişimlere yatırımları öncesinde ve sonrasında gereken her türlü desteği ve kolaylığı sunduğunu anlattı.

“MÜSLÜMANLAR OLARAK 1,7 MİLYAR GİBİ MUAZZAM BİR BEŞERİ KAYNAĞA SAHİBİZ”

Konferanstan çıkacak kararların, İİT üyesi tüm ülkeler için yol gösterici olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, alınan kararların uygulamasının da önemli olduğunu, toplantının ancak alınan kararların uygulanmasıyla ümmetin dertlerine deva üreten platformlara dönüşeceğini söyledi.

"Müslümanlar olarak 1,7 milyar gibi muazzam bir beşeri kaynağa sahibiz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam ülkelerinin doğal kaynaklar ve stratejik konumlarıyla büyük bir potansiyel barındırdığını, ancak tüm bu imkânlara rağmen, İslam ülkelerinin dünya ekonomisindeki toplam payının yüzde 10'u dahi bulmadığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Millî gelir ve gelişmişlik seviyesi açısından da ülkelerimiz arasında çok ciddi uçurumlar olduğunu görüyoruz. En zengin İslam ülkesi ile en yoksulu arasındaki gelir farkı 200 katı aşıyor. Demek ki Müslümanlar kendi aralarında zekât müessesesini de çalıştırmıyor. Sadece Müslümanlar kendi aralarında zekâtı verecek olsa, İslam ülkelerinde fakir kalmaz” değerlendirmesinde bulundu.

“İSLAM ÜLKELERİ ARASINDAKİ KARŞILIKLI TİCARET VE YATIRIMLARIN ARTTIRILMASI İÇİN GAYRET SARF EDİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak özellikle İslam ülkeleri arasındaki karşılıklı ticaret ve yatırım imkânlarının arttırılması ile yasal prosedürlerin sebep olduğu engellerin ve tıkanıklıkların açılması için gayret sarf ettiklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, aralarında İİT üyelerinin de bulunduğu birçok ülke ile yüksek düzeyli stratejik iş birliği konseyleri, karma ekonomi komisyonları ve yüksek stratejik komiteler gibi mekanizmalar tesis ettiklerini kaydetti.

34. İSEDAK Toplantısı’nda ticaretin kolaylaştırılması ve gümrüklerde risk yönetimi, 35. İSEDAK Toplantısı'nda ise gıda güvenliği temaları üzerine kapsamlı oturumlar düzenlendiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece sorunların tespitine odaklanmadıklarını, aynı zamanda çözüm önerileri de getirerek, bunları hayata geçirdiklerini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam Kalkınma Bankası Yatırım Sigortası ve İhracat Kredisi Kurumu'nun çalışmalarını önemsediğini belirterek, İslam Özel Sektör Kalkınma Kurumu ile İslam Ticaret Ticaret Finans Kurumu'nun çalışmalarının da takdire şayan olduğunu dile getirdi.

Teşkilat üyesi ülkelerinin kendi aralarındaki ticaret hacmini ve pazarı büyütecek tercihli ticaret sistemi anlaşmasına önem verdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm üye ülkeler tarafından anlaşmanın bir an önce uygulamaya alınmasının faydalı olacağını kaydetti.

Tarım, madencilik, ulaştırma ve altyapı, enerji, petrol ve doğal gaz, finansal hizmetler, makine ve elektronik, iletişim, yazılım ve bilişim hizmetleri, otelcilik ve turizm, tekstil, yenilenebilir enerji ve kimya konferansta ele alınan ana sektörler arasında yer aldı.