BDDK Başkanı Akben Ekonomi Reformları Tanıtım Toplantısı’na katıldı

EKONOMİ REFORMLARI TANITIM TOPLANTISI

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, 12 Mart 2021 Cuma günü, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle gerçekleştirilen Ekonomi Reformları Tanıtım Toplantısı’na katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıda "Ekonomi Reformları Tanıtım Toplantısı"nın İstiklal Marşı'nın kabulünün 100. yıl dönümünde yapıldığını hatırlatarak, "Bu da bizim ekonomik bağımsızlığımızın inşallah değişik bir yapısının açıklanmasına vesile olacak." ifadesini kullandı.

Türkiye ekonomisinin yarınlarını şekillendireceğine inandıkları reform programının hazırlıklarının geçen yılın Kasım ayından bu yana yürütüldüğünü dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

"Çalışmamızın özünde ekonomiyi yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelinde büyütme amacı bulunuyor. Üretimde verimlilik artışı sağlayarak potansiyel büyümemizi artıracağız. Reel ekonomiyi daha da güçlendirerek, ithal girdi kullanımını azaltmış, katma değerli üretimle ihracatta yeni rekorlar kıran yerli ve milli bir ekonomi hedefliyoruz. Programın hazırlıkları sürecinde arkadaşlarımız, özel sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelerek tüm talepleri ve teklifleri dinledi. Sık sık ekibimle, heyetimle bir araya geldim ve değerlendirmeleri bu şekilde yaparak son şeklini verdik."

"Ekonomi Reformları Tanıtım Toplantısı"na TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, bazı bakan ve milletvekilleri, BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben, BDDK Kurul Üyesi Ahmet Aksu, BDDK Başkan Yardımcıları ve Daire Başkanları, belediye başkanları ve STK temsilcileri katıldı.

Finansal Sektöre Yönelik Reformlar

Toplantıda detayları açıklanan iki ana reform alanı, makroekonomik politikalar ve yapısal politikalar olarak belirlendi. Makroekonomik politikalar kapsamında finansal sektöre yönelik açıklamalarında Cumhurbaşkanı Erdoğan, finansal istikrarın sağlanması ve finans sektörünün geliştirilmesinin de öncelikli konular arasında olduğunu dile getirdi.

Türk Bankacılık Sistemi'nin sermaye yeterliliği, likidite, kârlılık ve aktif kalitesi gibi finansal sağlamlık göstergelerinde, pek çok ülkeye kıyasla güçlü bir görünüme sahip olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Sektörün sahip olduğu gücü koruyup, bağışıklığını daha da kuvvetlendirmek istiyoruz. Salgının gecikmeli yansıyabilecek olumsuz etkilerini şimdiden bertaraf etmek ve bankacılık sektörünün aktif kalitesini daha da iyileştirmek üzere bazı tedbirler alıyoruz. Bu tedbirlerin başında, sorunlu kredisi bulunsa da yaşama şansı olan şirketlerin doğru yönlendirilmesi geliyor. Sıkıntı yaşayan şirketlerin hayatta kalabilmelerini temin için bankacılık sektöründe operasyonel yeniden yapılandırma ve firma rehabilitasyon fonksiyonlarının oluşturulmasını teşvik ediyoruz.Ayrıca, sorunlu kredilere yönelik Girişim Sermayesi Fonlarının kurulması amacıyla mevzuat altyapısı oluşturuyoruz. Varlık yönetim şirketlerinin rekabetçi ve kurumsal bir yapıda faaliyet gösterebilmeleri için, bu şirketlere uygulanan damga, harç ve kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisi istisnasını süresiz hale getiriyoruz. Böylece, bankacılık sektörünün aktif kalitesini iyileştirirken, borçlular için de daha hızlı, esnek ve düşük maliyetli çözümler üretilmesini sağlıyoruz."

Katılım finans sektörünün gelişimi hızlanacak ve tek çatı altında toplanacak

Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılım finans sektörünün gelişimini hızlandıracak yeknesak bir kanuni düzenleme hazırladıklarını, bu düzenlemeyle katılım finans sektörü tek çatı altında toplanırken, sektöre yönelik merkezi bir Danışma Kurulu yapısının da hayata geçirileceğini dile getirdi.

Uluslararası standartlarda bir katılım finans tahkim mekanizması kuracaklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Finans sektörünün kurumsal altyapısını geliştirmek için de bir dizi adım atıyoruz. Bu maksatla ülkemizin tüm kredi ve risk verilerinin toplandığı Risk Merkezi'ni yeniden yapılandırıyoruz. Kartlı ödeme sistemleri alanında ülkemizin markası olan TROY'u, ayrı bir şirket çatısı altına alıyoruz. Amacımız, bu alanda muadilleriyle rekabet edebilecek güçlü bir yerli markanın oluşmasını sağlayarak, dışarıya ödediğimiz komisyonları azaltmaktır. Dijital paranın ekonomik, teknolojik ve hukuki altyapısını oluşturacak adımları atıyoruz. Tüketiciyi koruyacak bir gözetim mekanizması tesis ederek, bankalarla müşterileri arasındaki ilişkileri daha şeffaf bir yapıya kavuşturuyoruz."

Finans sisteminin bir diğer sacayağı olan sermaye piyasaları alanında da önemli düzenlemeler yapacaklarını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şirketlerin finansman ihtiyaçlarını öz kaynakla yapmalarını teşvik ederek, halka arz süreçlerini kolaylaştırıyoruz. Sermaye piyasalarında ürün çeşitliliğini artırmak için Proje Finansmanı Fonu ve Projeye Dayalı Menkul Kıymetlere ilişkin düzenlemeleri tamamlıyoruz. Böylece altyapı, ulaşım, enerji, haberleşme ve sağlık alanlarındaki projelerin sermaye piyasaları yoluyla da finanse edilmesini sağlıyoruz. Hatta bu yatırımlara vatandaşlarımızın da iştirak edebilmesini mümkün hale getiriyoruz. Çevreye duyarlı yatırımların finansman imkânlarını çeşitlendiriyoruz. Uluslararası finans piyasalarında yoğun talep gören yeşil tahvil piyasasına dönük altyapıyı oluşturarak, bu ihraçları da teşvik ediyoruz. Yenilenebilir enerji, temiz içme suyu, karbon emisyonunu azaltan elektrikli ya da hibrit ulaşım araçları gibi yatırımlar, bu tür ihraçlarla finanse edilebilecektir. Reel sektör şirketlerimizin tahvil ihraçlarını özendirmek için Tahvil Garanti Fonu kuruyoruz. Bu fon, herhangi bir temerrüt durumunda yatırımcılara paralarının bir kısmını alma garantisi verecektir. Sağlanan garanti sayesinde, hem tahvil ihraç eden şirketler daha düşük maliyetle tahvil çıkarılabilecek, hem de yatırımcı talebi artacaktır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şirketlerden kısaca özetlediği bu imkânlardan en iyi şekilde faydalanarak, işlerini geliştirmelerini, büyütmelerini ve istihdamı artırmalarını beklediklerini ifade etti.

“Cari açıkla mücadelede 3 temel politikayı takip edeceğiz”

Erdoğan, cari açıkla mücadelede 3 temel politikayı takip edeceklerini belirterek, "İlk olarak, yapısal cari açığa odaklanıyoruz. İkinci önceliğimiz, ihracatın tabana yayılmasını sağlayarak, potansiyeli olup hiç ihracat yapmamış KOBİ'leri ihracata teşvik etmektir. Üçüncü ve son alanımız ise sanayide yeşil dönüşümü desteklemektir." dedi.

Erdoğan, makroekonomik istikrara ilişkin reformların yapısal politikalarla tamamlandığını dile getirdi.

Yapısal reformların ilkini kamuda kurumsal yapının güçlendirilmesinin oluşturduğuna işaret eden Erdoğan:

"Ekonomideki tüm gelişmeleri yakından izlemek ve yönetmek amacıyla iki yeni yapı kuruyoruz. Bunlardan birincisi, Cumhurbaşkanı Yardımcımızın başkanlığında çalışacak Ekonomi Koordinasyon Kuruludur. İkincisi ise Hazine ve Maliye Bakanımızın başkanlığında faaliyetlerini yürütecek Finansal İstikrar Komitesidir. Yeni oluşturacağımız bu yapılarla ekonomi ve finans politikalarımızda şeffaflığı, öngörülebilirliği ve koordinasyonu artırarak, iletişim mekanizmalarını güçlendiriyoruz. Kamu yönetimine olan güveni en üst seviyeye çekmek ve alınan kararların kalitesini artırmak için en üst düzey kamu görevlerine atanmada aranan mesleki tecrübe şartlarını güçlendiriyoruz." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ekonomik Reform Paketi'nin Türkiye'yi geleceğe güvenle taşıyacak somut ve çözüm odaklı politikalar içerdiğini vurgulayarak, her 3 ayda bir gerçekleştirilecek reform takip toplantılarıyla programın uygulama başarısının değerlendirileceğini vurguladı.