BDDK Başkanı Akben TBB 65. Olağan Genel Kurulunda konuştu

TÜRKİYE BANKALAR BİRLİĞİ 65. OLAĞAN GENEL KURULU

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, 30 Mayıs 2022 Pazartesi günü düzenlenen Türkiye Bankalar Birliği (TBB) 65. Olağan Genel Kurulunda açılış konuşması yaptı.

Hazine ve Maliye Bakanı Dr. Nureddin Nebati ve Bakan Yardımcısı Murat Zaman’nın iştirakiyle gerçekleşen genel kurula; Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan, Türkiye Varlık Fonu Başkan Vekili Prof. Dr. Erişah Arıcan, BDDK İkinci Başkanı Yakup Asarkaya, BDDK Kurul Üyeleri Mustafa Balcı ve Olcay Turan, ev sahibi olarak TBB Başkanı Alparslan Çakar ve üst düzey yöneticiler katılım sağladı.


İstanbul Levent’te düzenlenen genel kurulda konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, "Türkiye Ekonomi Modeli ile Türkiye istikrarlı güçlü şekilde büyümeye devam ediyor. İlk çeyrekte güçlü ve dengeli büyüme eğilimi sürüyor. Öncü göstergeler ilk çeyrekte büyümenin yüzde 7 civarında gerçekleşeceğine işaret ediyor" dedi.

Bakan Nebati, bankacılık sektörünün reel sektör ve tasarruf sahipleri arasında köprü görevi görmesi sayesinde ekonomik gelişmede önemli rol oynadığını belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Olası şoklara karşı çok daha dayanıklı bir bankacılık sektörüne sahibiz. Bankacılık sektörümüzün sağlam temeller üzerinde istikrarlı ve sağlıklı faaliyet göstermesi için gerekli çalışmalara hız kesmeden devam ediyoruz. Reel sektörümüzün büyük yatırımlar yapabilmesi ve ölçeğini bulabilmesi için ihtiyaç duyduğu kaynağı bulabilmesi kritik önem arz ediyor, bu nedenle bankacılık sektörünün faaliyetlerini sürdürebilmesi için gerekli çalışmalara hız kesmeden devam ediyoruz.”


Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) 65. Olağan Genel Kurulunda konuşan BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben, bankacılık sektörünün toplam kredilerinin yaklaşık yüzde 59'unun kurumsal ve ticari kredilerden, yine toplam kredilerin yüzde 23'ünün KOBİ'lere verilen kredilerden oluştuğunu belirterek, "Yani toplamda bankacılık sektörü kredilerinin yüzde 82'si üretim yapan reel kesime kullandırılmaktadır. Bu son derece sevindirici." dedi.

Akben, Türkiye Bankalar Birliği'nin (TBB) 65. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Türk bankacılık sektörünün güçlü finansal yapısı, yetkin insan kaynağı ve itibarıyla yalnızca finansal sektörünün değil, ekonominin de en önemli unsurlarından birisi olduğunu söyledi.

Kovid-19 pandemisi ve tedarik zinciri sorunları gibi etkenler nedeniyle tüm dünya genelinde görülen ekonomik sorunların çeşitli bölgesel nedenlerle Türkiye'de de hissedildiğini ancak kredi piyasasının etkin bir şekilde çalışmasının, söz konusu olumsuz koşulların ülke ekonomisine etkilerini azalttığını aktaran Akben, bu nedenle kredi piyasasının ve bankaların istikrarına ve etkinliğine özel bir önem verdiklerini vurguladı.

Akben, "Bankalarımızın finansal sağlamlığını korumak üzere, son 20 yılda çok önemli adımlar atılmıştır. Özellikle 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ve söz konusu kanuna bağlı alt düzenlemeler, sektörümüzün kurumsal, teknolojik ve risk yönetimi altyapısını dünyaya örnek olacak bir noktaya getirmiştir." diye konuştu.

Akben, reel sektörün uygun maliyet ve vadede finansmana erişimini, ekonomik büyüme, enflasyonla mücadele ve işsizliğin önlenmesi için önemli gördüklerini söyledi. Bunun aynı zamanda bankaların uzun vadeli mali istikrarı için de hayati önem taşıdığına işaret eden Akben, şunları kaydetti:

"Bugün baktığımızda bankacılık sektörünün toplam kredilerinin yaklaşık yüzde 59'unun kurumsal ve ticari kredilerden oluştuğunu görmekteyiz. Yine toplam kredilerin yüzde 23'ü ülkemiz ekonomisi için büyük önem taşıyan KOBİ'lere verilen kredilerden oluşmaktadır. Yani toplamda bankacılık sektörü kredilerinin yüzde 82'si üretim yapan reel kesime kullandırılmaktadır. Bu son derece sevindirici. Söz konusu oranlar, bankacılık sektörümüzün reel ekonomiyi destekleme fonksiyonunu başarı ile sürdürdüğünü göstermektedir. Ancak içinde bulunduğumuz bu zorlu süreç bankalarımızın daha da fazla katkı sunmasını gerektirmektedir. Özellikle kredi tahsislerinde tematik bir yaklaşımla değerlendirme yapmaları, ülke ekonomisine uzun vadeli katkı sağlayacak alanlara öncelik vermeleri gerekmektedir."


Mehmet Ali Akben, stratejik önemi haiz, cari açığı azaltacak, teknolojik inovasyon ve katma değer sağlayacak veya yüksek düzeyde istihdam imkanı sunacak yatırımların finansmanında kolaylaştırıcı ve destekleyici olunması gerektiğini belirterek, bu konuyla ilgili geçilen dönemde yapılan çalışmalara ilişkin bilgi verdi.

Akben, "İnanıyorum ki bankalarımız bundan sonraki süreçte de ekonomi yönetiminin belirlediği döviz kurlarında istikrar ve enflasyonun düşürülmesi politikalarına uygun, doğru alanlara yönelik kredi faaliyetlerini artırarak ekonomik büyümeye ve istihdama en etkin şekilde katkı sunmaya devam edeceklerdir." dedi.

Akben, finansal dijitalleşmede inovasyonun önemini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Dijitalleşme, finansal kapsayıcılığı artıran, ekonomik birimlere katkı sunan olumlu bir gelişmedir. Diğer taraftan, dijital hizmetler sektöre yeni oyuncular girmesi, mevcut oyuncuların faaliyetlerini genişletmesi veya farklılaştırması yoluyla rekabeti arttırıcı bir unsurdur. Elbette rekabet, belirli bir seviyeye kadar verimliliği arttıran, finansal müşterilerin faydasına olan bir durumdur.”


Konuşmasında sürdürülebilirlik ve yeşil finansman konularına da değinen Akben, "Reel sektör kuruluşlarımız karbon emisyon azaltımı konusunda zamanında gerekli adımları atmazlarsa karbon vergisi, üretim kotası ve ihracat engeli gibi kısıtlamalarla karşılaşabileceklerdir. Bu yüzden şimdiden hem finansal sektör hem de reel sektör olarak önlemlerimizi almak zorundayız. Bankalarımız yeşil finansmana ağırlık vererek, reel sektörün karbon azaltım yatırımlarını desteklemelidir. Bunun için özellikle uluslararası yeşil finans piyasalarından uzun vadeli kaynak sağlanması önem taşımaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

Yeşil ekonomik dönüşümün finansmanı konusunun yalnızca finansal sektörün sorumluluğu olmadığını, bunun geliştirilmesi ve bu alanda yurt dışından kaynak sağlanması için atılması gereken çok önemli adımlar bulunduğunu, bu adımların ancak kurumlar arası güçlü ve etkin bir iş birliği ile gerçekleştirilebileceğini ifade eden Akben, bu bağlamda "Yeşil Mutabakat Eylem Planı"nı, "İklim Şurası"nı önemli bulduğunu söyledi.

Akben, kurumlarının da yeşil bankacılığın geliştirilmesi için yol haritasını belirlediğini, 24 Aralık 2021'de yayımladıkları "Sürdürülebilir Bankacılık Stratejik Planı" ile 2026'ya kadar gerekli altyapıyı tesis etmeyi hedeflediklerini dile getirerek, "Kamu otoritesi ve sektör temsilcileri olarak hep beraber çalışarak, önümüzdeki bu zorlu süreci atlatacağımıza hatta ülkemiz açısından avantaja çevireceğimize inancım tamdır." şeklinde sözlerini tamamladı.